Türk Hukuku’nda tarafların avukat ile temsil edilmesi gibi bir zorunluluk düzenlenmemiştir. Aksine herkesin mahkemelerde kendisini temsil etme hakkı vardır. Dolayısıyla adli ve idari mahkemelerde davacı veya davalı sıfatı ile, ceza mahkemelerinde sanık veya katılan sıfatıyla ve icra dairelerinde alacaklı-borçlu sıfatıyla yapacağınız işlemlerde ve duruşmalarda avukat tutma zorunluluğundan söz edilemez.
Ancak her alanda olduğu gibi hukuki işler de uzmanlık gerektirir. Kanun, tüzük ve yönetmelikler ile ve ayrıca Yargıtay içtihatları ve mahkeme uygulamaları karşısında hak kaybına uğramamanız için bu alanda özel eğitim görmüş bir avukattan hukuki yardım almanız gereklidir. Bu sebeple hukuki konularda gerekli bilgi ve tecrübeye sahip olmadan hareket etmek telafisi imkânsız zararlara yol açabilir. Hatta hukuki işlemlerinizi yapmadan önce bir avukata danışmanız ilerde karşılaşabileceğiniz hukuki sorunları önleyecek, işin mahkemeye intikal etmesi halinde uğrayacağınız zaman, emek ve maddi kayıplarınızın önüne geçecektir. Yargılama faaliyetlerinin de ücretsiz olmadığı unutulmamalıdır.
Diğer taraftan bir suçlamayla karşı karşıya kişi, avukat tutma, avukatı varsa onu çağırma, avukat olmadan konuşmama, avukat tutacak parası yoksa kendisine avukat tayin edilmesini isteme hakkına sahiptir. Her soruşturmadan önce sanık veya şüpheliye bu hakkı hatırlatılmak zorundadır. Sanık veya şüpheli tarafından avukat talep edilmesi halinde barodan bir avukat görevlendirilir. 18 yaşından küçüklerin ve cezasının üst sınırı 5 yıl ve üstü olan sanıkların yargılamalarında avukat bulunması zorunludur. Kendileri istemese dahi bir avukat tayin edilir.
Avukatlık mesleği bir serbest meslek faaliyetidir. Gelir Vergisi Kanunu’nun 65’ inci maddesinde serbest meslek faaliyetinin tanımı; "Sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır."şeklindedir.
Avukatlar hukuk alanındaki bilgi ve tecrübelerini diğer insanların istifadesine sunarlar. Nasıl ki bir doktorun özel muayene hanesine gidildiğinde bir ücret ödemeniz gerekiyorsa avukat bürosuna gidip herhangi bir hukuki sorunla ilgili soru sorulduğunda veya vekâleten iş takibinde bir ücret ödenmesi gerekmektedir.
Avukata ücret ödenmesi aynı zamanda yasal bir zorunluluk olup avukatlık asgari ücret tarifesinde belirlenen değerler altında ücret sözleşmesi yapılması da yasaklanmıştır.
Avukata ödenecek ücretin kapsamı avukat ve vekil eden arasında yapılacak sözleşme ile belirlenebilir. Ancak bu konuda sözleşme yapılmamış ise verilen ücretin hangi işleri kapsadığı avukatlık asgari ücret tarifesinde belirlenmiştir. Buna göre verilen ücret, sözleşmenin konusunu oluşturan işle ilgili kesin hüküm elde edilinceye kadar yapılacak tüm işlemleri kapsamaktadır. Örnek vermek gerekirse yargı makamlarına verilecek dava dilekçesi veya cevap dilekçesi, itiraz dilekçesi ve temyiz dilekçeleri ücret kapsamındadır. Buna karşılık üst yargı mercilerinde duruşmalı yapılacak işler ile verilen hükmün icra takibine konulması ayrı ücrete tabidir.
Ayrıca belirtmek gerekir ki yargılama giderleri olan dava harçları, tebligat, keşif, bilirkişi ücreti vs masraflar ile avukatın iş takibi için yapacağı yol, konaklama vs masraflar avukatlık ücreti kapsamında değildir. Davanın kaybedilmesi, açılan davadan sonradan vazgeçme veya avukatın görevinden alınması gibi hallerde ödenen ücretin iadesi gibi bir durum söz konusu olmaz.
Dava açmak bir kişi veya kuruluş aleyhinde mahkeme önünde bir hak talebinde bulunmak demektir. Haksızlığa uğradığınızda, hakkınızı alamadığınızda mahkemeler araya girecek “Türk Milleti adına” yargılama yaptıktan sonra hakkınızı size teslim edecektir.
Evet, dava açmak “yetkili mahkemeye” dava dilekçenizi dava harcı ve posta masrafları ile birlikte teslim etmekten ibarettir. Bu tarif kolay görünse de dava açmak önemli yasal sonuçları olan ve mali yük getirmesi ihtimali bulunan ciddi bir iştir.
Unutmayınız ki; davayı açmak işlemi basit olsa da işin kendisi son derece ciddidir ve bazen uzun süre alır. Bu hususu mutlaka göz önünde bulundurmalı ve yaptığınız işin göründüğü kadar basit olmadığını, sonuçlarının çok ciddi olabileceğini bilmelisiniz.
Adalet Bakanlığı istatistiklerine göre 2007 yılında bir hukuk davasının karara bağlanması Türkiye genelinde ortalama 202 gün almıştır. Bu süre mahkemelere göre değişiklik göstermektedir.
Örneğin 2007 yılında bir dava ortalama olarak;
Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde 619 günde, Asliye Ticaret Mahkemesinde 410 günde, İş Mahkemesinde 441 günde Aile Mahkemesinde 157 günde, Sulh Hukuk Mahkemesinde 108 günde karara bağlanmıştır.
Haksızlığa uğradığınızı düşündüğünüz durumlarda mahkemelere başvurup hakkınızın size iade edilmesini talep etmek anayasal hakkınızdır. Bu hakkınızı kullanmaktan çekinmeyiniz. Ancak bu hakkınızı kullanırken konuyu etraflıca değerlendirmeniz gerekir. Davayı kazanma ihtimalinizi, kaybettiğiniz takdirde davanın size kaç liraya ve ne kadar zamana mal olacağını önceden hesaplamanız lehinize olacaktır.
Davalar yetkili ve görevli mahkemelerde açılmalıdır. Hangi tür mahkemenin görevli olduğunu tespit ettikten sonra, hangi yer mahkemesinin yetkili olduğunu da belirlemeniz gerekir. Bu sorunun kısa bir cevabı olmadığı ve hatalı mahkemeye başvurmak zaman, para ve hak kayıplarına yol açabileceği için davanızı açmadan önce bu konuda mutlaka bir hukukçudan profesyonel yardım alınız.
Bir avukat yardımından faydalanmayacak iseniz aşağıdaki soruları kendi kedinize sorunuz;
- Dava açmak için yeterli bilgiye sahip olduğunuza emin misiniz?
- Davanızı takip etmek konusunda kararlı mısınız? Dava açtıktan sonra takip etmeyi ihmal etmeniz, davanızın reddedilmesine veya açılmamış sayılmasına neden olabilir.
- Davanızın olumsuz sonuçlanması halinde ne gibi sonuçlar doğuracağını değerlendirdiniz mi?
Bir avukatınız varsa sizi bu konularda tam olarak bilgilendirmesini talep ediniz;
- Davanızın size maliyeti ne olacaktır? (Dava harcı, masraflar ve avukatlık ücreti vs.)
- Davayı kaybetmeniz halinde katlanacağınız ek maliyet ne olacaktır? (Tamamlanacak dava harcı, karşı tarafa ödenecek avukatlık ücreti, mahkeme masrafları vs.)
- Uğradığınız haksızlığın giderilmesi için başvurulabilecek başka hukuki yöntemler var mı?
- Adınız soyadınız, TC kimlik numaranız, açık adresiniz
- Karşı tarafın; adı soyadı (kurum ise ünvanı), biliyorsanız TC Kimlik Numarası, adresi
- Mümkün olduğunca açık ve öz şekilde aşağıdaki hususları dilekçenizde belirtiniz
Davanızın konusu
- Davayı açma nedeniniz
- Talebiniz (dava sonucu elde etmek istediğiniz sonuç)
- Yasal dayanaklarınız
- Delilleriniz
- Dilekçeniz arkasına delil listesi ekleyerek tüm delillerinizi sıra ile yazınız ii. Elinizde olan delilleri dilekçeniz ekinde sıra numarası vererek sununuz iii. Elinizde olmayan delillerin nereden temin edileceğini açık şekilde yazınız.
- Davaya konu olayın (şeyin) gerçekleştiği tarih ve sizin öğrendiğiniz tarih
- Varsa dava konusu ile ilgili içtihatlar (önceki kesinleşmiş mahkeme kararlarından örnekler)
Avukat tutmak için yazılı olarak bir avukatlık hizmet sözleşmesi yapmalısınız. Sonra eğer gerekiyorsa bir de noterden vekaletname çıkartmanız gerekir.
Bir kişiyi kendi adınıza yetkili kılan resmi belgedir.İki çesit vekalet vardır. Birincisi şahsi vekalet diğeri avukat vekaletnamesi
Avukat vekaletnamesi Türkiye’de noterler tarafından, yurt dışında Türkiye Cumhuriyeti konsolosluklarında noterlik hizmetleri bölümünde yazdırabilirsiniz. Bu vekaletler için küçük bir noter masrafı ödeyeceksiniz. Almanya’da ve bazı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Türk hukukunda avukatlar kendi vekaletnamelerini malesef henüz düzenleme yetkileri yoktur.
Avukata verilecek vekaletnamelerde avukatın tam adı ve soyadı ile bağlı bulunduğu vergi dairesi, vergi numarası ve kayıtlı olduğu baro isminin bilinmesi gerekmektedir. Buna avukat vekalet bilgileri diyoruz. Bir de vekalet verecek kişinin nüfus cüzdanı, Yurt dışında ise pasaportu da gerekiyor. Ayrıca boşanma gibi bazı durumlarda fotoğraf ve başkaca belgeler de gerekmektedir. Tam olarak size hangi belgelerin gerektiğini büromuzdan öğrenebilirsiniz.
Avukata verilen vekalet geri alınabilir. Bunun için noterden bir Azil belgesi yaptırıp avukata göndermeniz gerekir.